Tansiyon ve Bağışıklık Sistemi İçin Ökse Otu

Hürriyet Aile – 16.07.2019

Ökse otu, kan basıncını düşüren ve kanser hastalarında klasik tıp ilaçları ile birlikte kullanılarak bağışıklık sistemini kuvvetlendiren bir bitkidir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kanser dünya çapında bir hastalık ve ölümlerin ana nedenlerinden biri. Önümüzdeki 20 yıl boyunca, yeni vaka sayısının yaklaşık yüzde 70 artması bekleniyor. Hastalık bu kritik düzeydeyken, AB ülkelerindeki onkolojik hastalıkların tedavisine bütünleştirici bir yaklaşım modeli söz konusu. Tedavileri “Bütünleyici Tıp” konseptiyle ele alıyorlar. Fitoterapötik ve homeopatik preparatlar aktif olarak onkolojik hastalara uygulanıyor. Güçlendirilmiş ökse otu özü de bunların arasında. Ökse otu, hem farmakolojik hem de klinik anlamda bir şifalı bitki. Bazı bilimsel çalışmaların sonuçları, ökse otu preparatlarının kanser destek tedavisinde temel olarak etkili olduğunu doğruluyor.

EKSTRESİ İLE DESTEK TEDAVİSİ ALANLAR

Ökse otu tedavisinin kemoterapi ve radyoterapi protokolleri ile birlikte kullanılmasına yönelik olarak kalın bağırsak kanseri olan hastalarda multisentrik, kontrollü, gözleme dayalı bilimsel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışma “İyi Epidemiyolojik Uygulama” kurallarına göre dizayn edilmiştir. Cerrahi müdahale görmüş olan Evre I-III arası kalınbağırsak kanseri olan 686 hastaya destek terapi olarak uygulanmıştır. Ökse otu ekstresi ile destek tedavisi alanların daha az yan etki gösterdiği ve toparlanma sürecini daha iyi geçirdiği ve yaşam sürelerinin uzadığı gözlemlenmiştir. Bu bitki bağışıklık sistemini güçlendirir, kan basıncını düşürür, kalp rahatsızlıklarını düzenler. Kanserli tümörlerin büyümesini önleme yeteneğine sahiptir. Ökse otu ekstreleri üzerinde en çok çalışılan antikanser preparatlarından biri. Almanya ve İsviçre de dahil olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde hastalara reçete bile edilmekte.

YARI PARAZİT BİR BİTKİ

Latince “Viscum album” olarak bilinen Ökse otu, uzun yıllardan beri Almanya’da geleneksel bitkisel ilaç olarak kullanılmakta. Etkileri klinik çalışmalarla kanıtlanmış. Aslında 1817’den bu yana yüzyıldır tıp onu tanıyor. Kanser desteğinde bağışıklık sistemi için kuvvetli bir tıbbi bitkidir. Tabii uzman eşliğinde kullanılmalı. Meyveleri ve yaprakları doğrudan kullanılmamalı. Meyveleri yapışkandır. Kuşlar bu meyveleri yediklerinde, meyvenin çekirdekleri gagalarına yapıştığı için bir ağaca ya da dalına vurarak bu çekirdeklerden kurtulmak isterler yani bu esnada bir çeşit ağaca ya da dalına çekirdeği çakma işlemi gerçekleşmiş olur. Bu ağaç yumuşak odunlu bir ağaç ise, çekirdek ağacın iletim demetinden suyu çekerek çimlenir ve yarı parazit bu bitki çimlenerek büyür. Bu büyüme çam ağacında olursa, bu ağacın üzerindeki ökse otunun meyvelerinden elde edilen ve kanser destek terapisinde kullanılan özütler P lektinler, Meşe ağacında olursa Qu lektinler, Elma ağacında olursa M lektinler, Ladin ağacında olursa A lektinler olarak adlandırılır.

TANSİYON DÜŞÜRMEDE DE ETKİLİ

Üstte yaptığımız bu sınıflandırma hangi ökse otunun; hangi kanser türünde destek tedavide kullanılacağını da belirleyen bir faktördür.

Ökse otu, tümör teşhisi konduktan sonra integratif yani destek tedavide ve bu alanda deneyimli hekimler tarafından kullanılmalıdır.

Almanya, Avusturya ve İsviçre’de damardan ve cilt altı olarak enjekte edilen preparatları bulunmaktadır. Ökse otu tıbbi bitkisinin yeşil kısımları, özellikle yaprakları tansiyon düşürmede etkilidir ve bununla ilgili yurt dışında tablet formunda hazır preparatları bile var. Ökse otunun hazır olarak bulunan ampul formları sadece ve sadece hekim kontrolünde ve belli bir sistematik içerisinde kullanılmalıdır. Meyveleri doğrudan tüketilmemelidir. Yapraklarının bile kaynatılıp çay olarak içilmesi bile tehlikelidir. Ökseotunun hazır olan preparatlarının kullanılması en doğrusudur.

Ekstrenin enjeksiyonu sadece bir profesyonel tarafından veya uygun bir eğitimli bir kişi yardımıyla yapılmalıdır. Sağlık rejiminize ökse otu gibi güçlü bir madde eklemeden önce (mevcut hastalığınızı iyileştirmede iyi bir seçim olduğundan emin olmak için) her zaman sizi takip eden doktorunuzla konuşun.

Doğada her şeyin dermanı var, unutmayın. 

Related Posts